12 Mart 2013 Salı

SEN ve SORU İŞARETLERİ? (BOJİDAR ÇİPOF)





Sen evet sen rüzgârın bana getirdiği

Aniden önüme düşürdüğü o tane

Toprakla yeşeren tohum misali fidan

Sen o büyük bir tarla vaat eden

Hani ihtimamla ektiğim suladığım

Can suyunu tüm sevgimle verdiğim

Başında yeşermeni beklediğim sen!

Seni gördüm topraktan yüzeye çıkarken

Filizlenirken, dallanıp yapraklanırken

Tam meyve verecektin ki ne oldu sana?

Havadan, sudan, topraktan mı etkilendin?

Zaten hep havadan sudan değil midir?

Durduran o filizin uzamasını, dallanmasını

Aşkın meyvesini vermesine engel olan

Sona neden olan, sonsuzluğa engel olan

Hep havadan sudan bir bahane değil midir?

Peki, kabahat kimde havada ya da suda

Belki de tohumu atan bahçıvanda

O tohum rüzgârla gelmemiş miydi?

Aniden önüme düşmemiş miydi?

Tohumu bulduğumda bahçıvan olmuştum

Sulamaya, çapalamaya koyulmuştum

Yeşermesini beklemeye, uzamasını görmeye

Filizden meyve olmasını umarak zaman aktı

Bilmeden bahçıvan olmanın sonu işte bu

Toprak, su ve tohum uymadı birbirlerine

Gerçekte kusur ne tohumda ne de fidandaydı

Kabahat sadece bahçıvandaydı

Ya da bahçıvan olmaya kalkandaydı…


Bojidar Çipof
14 Eylül 2010 Bir hayli geç; 03.40 Yeşilköy